ASK ve Neşe 

"O her an yeni bir şendedir..." Rahman Suresi

"Tamamen aerodinamik bir bakis acisiyla yaban arisinin ucamamasi gerekir. Ama bunu bilmez ve ucar " Girisimci birinin sozu

Bildiklerimizin bizler icin birer ayakbagina donusmesi buyuk olasidir. Cunku dusuncelerimiz bir sure sonra duygulara donusur ve bu da beden zihin denilen kesif, maddeden olusan, kendini dis dunyadan ayirarak ayakta kalma icgudusuyle yasayan ilkel beynin zihne oradan duygu aglariyla bedene hakim olmasiyla oluyor. (imis)

Bu bilgiler de disaridan ogrenilmis bilgiler ancak deneyimleyerek kendimde izledigim dogrulama gerekcelerine sahibim su anki bilincimle. Zaman akiyor ve yeni seyler ogrenip (ogretilip) yasiyoruz.

Tek bildigim, bir sey bilmedigimdir diyen filozof bu ilkel beynin farkina varip onunla arasina mesafe koymus olmali. 

Bu bir mucadele meselesi cunku madde dunya ile her an iliski icindeyiz ve zihin beden surekli devrede kalmak durumunda ki dis dunya ile iletisimimizi saglasin. Tasavvufta mucadele etmemizi istedikleri Nefis (nefsi emmare deniyor cunku geliserek olgunlasmasi mumkun oldugu billiniyor) bu beden zihin... Kotucul duygu ve davranislarla hayvan hatta daha asagi inebildigi gibi, iyilik dusunce ve davranislarla ( buna kalbi selim olmak ve bunu salih amellerle ortaya koymak diye nitelendiriyor Kurani Kerim) saflasarak Safiye makaminda bir nefis olabiliyor. 

Farkina varan kim oyleyse? Tasavvufta hiclik denen, hicliginin farkina varan daha dogrusu o tek olan Hakk'in bir golgesinden ibaret oldugunu; cuzi irade yani beden zihniyle birseyler yasadigini ancak bunun %99.9' u bosluktan ibaret olan kozmik varligin icindeki %0.01 in icinde bir yerlerde var ile yok arasinda bir sey oldgunu goren Hakkin bir bakisi, bir izlemesi, Onun varliginda yok olmus ancak bilincli olarak da Onu farkeden bir kul olmaktan ote birsey olmadigini farkeden bizdeki bilinc. Kapali bir sise dusunelim icinde bir madde var, o madde zamanla mayalaniyor, isiniyor ve bir sure sonra kapagini firlatiyor...




Bizler bu siseler gibi toprak bedenimize kondugumuzda Cenabi Hakk icimize Ruh uflyerek bizleri beser vasiflariyla donatti. Mevlana Hz.lerinin dedigi gibi Hamdim, pisdim, yandim diyerek kafasindaki o kapak hukmunde, bizlere madde dunyasinin bilgilerini stoklayip yorumlayan kisimdan kurtuldugunu ifade ediyor gibidir. Kapagi yana kaydirinca, tamamen kül olmasi, istenmeyen bir durum zira dinimizde Uzakdogu felsefelerindeki gibi nefsi tamamen oldurme hedeflenmiyor. Farkindalik ile onu yonetebilecegimizi ve terbiye ederek saflastirabilecegimizin mumkun oldugunu ogretiyor dinimiz ve Tasavvuf ogretilerimiz.
Kapagi yana kaydirdiginda artik heryerde olan ve herseyi, yeri ve zamani kaplayan Hakk ile dolmus, efendimizin Mirac donusunde "Beni goren Hakki gormus gibidir" sozuyle anlam bulmus oluyor.
Artik o kapagi istedigi gibi yonetebilecek bir akil sahibi olma yolu Kemale erme, davranislarla da hal ehli olmakla Insani Kamil olma yolunu ogretiyor dinimiz. Bunu bir ogretmen vasitasi ile basarabilecegimizi belirtir Tasavvufi ogretiler zira nefis denen ejderha ile savasmak, Firavunlasan aklin sihirbazlarina, bircok hayal, vehim ve zanlarla dolu dunyasina asasini atarak yok edecek bir Musaya, akli kull e rapt olmus tam akil sahibi bir Mursite teslim olmak gerekiyor...

Materyalist görüşlerin iddia ettigi, populerleştirdigi sekuler yaşamin dine gerek duymamasi, inanci reddetmesi kafada kapakla yaşayarak maddeye bile sinirli bir guc ile hakimiyet kuran ve sinirli bir bedenle yaşamayi yeterli goren anlayis olarak karsimiza cikiyor.
Bunlar birer algi elbet insan sayisi kadar da cesitlenen tam olarak kimin neyi nasil dusundugu ve nasil yasadiginin bilgisi ancak o kisinin sahibi yaraticisi gozetleyicisi olan Allahta. Cenabi Mevla her kuluna diledigi yasam kosulunda diledigi sekilde onun da secimlerini hos gorerek, ihtiyaci olani vererek ki Rahmandir o, merhameti herseyi kaplamistir, yasatiyor. Ancak birbirinin hakkini ziyan eden, zulmedenlere karsi da elbet adaletin yegane kurucusu ve koruyucusu olarak kendi nefislerine dahi zulmetmelerine izin vermiyor. Rahim sifati ile razi oldugu hayati kabullenip bu yolda caba sarfedenleri odullendirecegini, zulmun ise karsiligini verecegini Kuran-i Kerim'inde anlatiyor bizlere...
...
Dini sistemler, yasam felsefeleri ozumuzdeki bir guzellige ulasma yolunda cezbediyor hepimizi... Cunku bu arayisi genlerimize koyan bizzat bizleri var eden Yuce Mevlamiz...
O istiyor ki bizlere kendi varligindan bahşettigi bu yuksek, ozgun ve sonsuz guzelligi anlayalim, kavrayalim, gercek hayata ulasip, sinirli ve kesif yasamdan zincirlerinden kurtulup ozgur olalim.
💖
Bir kutsi hadiste "Gizli bir hazine idim, bilinmeyi arzu ettim kainati halk ettim" diyor yuce Mevlamiz...
💖
Bir hukumdar bir filozof ile karsilasir. Filozof hukumdara kayitsiz kalinca , kral kizar. Filozof ben hur sen ise kolesin deyince kral iyice kopurur. Anlamaz ve ne demek istedigini sorar... Benim kolelerim senin efendin de o yuzden der, ben hürüm sen ise köle...
Kafamizdaki sapkaya sarildikca bize hukmediyor aslinda, duygularimizin koleligini yapiyoruz.
Sapkayi yana itmek icin icimizdeki ruh mayasini sirkelestirip temizleyici bir hale dondurmek icin Ask ile yanmamiz, iyilik nerede ise oraya madden ve manen kosmamiz lazim.
Kosmamiz gerekiyor cunku hic bir an boşluk kabul etmiyor ve Inşirah suresinde yuce Mevla her zorlukla birlikte kolaylik vardir diyerek bunu 2 defa tekrar ediyor sonra da bos kalinca hemen yeni bir ise saril, ancak Rabbini zikrederek, Onunla birlikte hareket et diyor, aklini kullan sadece beyninin sol yanini degil, saga dogru da bak, saga meyilli kararlar al ki dogruya yaklasasin. Kurani Kerim de iste sirati mustakim, dosdogru yol dedigi, Peygamber efendimizin, benim ummetim orta yol ummetidir dedigi yol bu olsa gerek.
Arapca gibi sagdan sola yazili dillerde beynin islevlerini bile buna gore organize eden bir sistem oldugu arastirma konulari arasinda. Ilahi kitaplarin Ibranice, Arapca gibi bu sekilde yazilip okunmasinda kimbilir nice hikmetler gizlidir. Bu sebeple anlamina vakif olunmadan okunan yazilan Kuran i Kerim in ruhumuza ve bedenimize neler kattigini bilmemiz buna vakif olmamiz mumkun gorunmuyor. Ne cok sukredecek hazinelere sahibiz de haberdar degiliz...
Canimiz Ruhumuz ile baglantiyi koparmamak hepimize nasip olsun dilerim. Kapaklari gevsetelim, herbirimiz kapagimizin renginde, seklinde goruyoruz, anliyoruz hayati, yana kaydirip kurtulalim, Tevhidde birleselim insaallah...
...
Asagidaki duygulari ayristirma tablosu cok hosuma gitti. Pozitif pedagoji diye bir kitapta dun gordum. 
Pozitif duygu ve eylemler Allahin nimet verdigi Peygamberler, salih kullarinin yolu. Kurani Kerimde onlardan hep sukredeler, hep sabrederler diye bahseder. Ayrica nazik, sevecen ve vefali insanlardir. Ahhh bir nebze onlara benzeyebiliriz insallah. Guzelligi yegane kendinde toplayan Mevla bizleri guzel ahlak ile ahlaklandirsin dilerim, niyaz ederim bu demde.
Bu olumlu duygulari izleyerek, icimizdeki isiga dogru daima yol alalim. Olumsuz duygularin sol beynimizdeki hayal, vehim, zan ve Seytani vesveseler oldugunun farkina varip hemen caresine bakalim insaallah... Isiga dogru yollarimiz acik olsun daima...

Neşe, hep neşe 
Cunku dogayi izle hep neşe
Gelin birleşelim Tevhid neşesinde
Eksiklik yok hicbir seyde
Hersey olmasi gerektigi gibi
Olmasi gerektigi yerde...
Kusur arama, kusuru kendinde gor
Iman et Allaha
Guven Seni kusursuzca var edene.
Aynaya bak ve gulumse
Seni birakmayacagim
Seytana ve Nefsime...
Askin on kosulu imandir
Iman etmedigine asik olamassin
Aşk bittiyse iman da bitmis olmali
Imana saril Aşk a saril
Kendini Onda gor
Onda erit...
Bir sen var senden iceru....
Gorduklerini unut... gormedigine iman et
Aska, sevgiye, guvene, samimiyetle minnetle Aşik ol...
Aşk seni tasiyacak Neşeye, Işiga...
Hayata...
O zaman iman ettigini goreceksin, oyle ya da boyle...


Sevgilerle ey Cân...
Illa Hû...💖



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder